Yeşil küflü kaşar yenir mi ?

Sude

Global Mod
Global Mod
Yeşil Küflü Kaşar Yenir mi? Bir Mutfağın Hikâyesi ve Toplumsal Bir Sorgulama

Giriş: Bir Akşam Sofrasında Başlayan Hikâye

Forumun “Mutfakta Bilim” başlığı altında yazılan bir gönderiydi bu; kullanıcı adı Feride_83 idi. Paylaşımına şöyle başlamıştı:

“Dün akşam buzdolabını açtım, eski bir kaşar peyniri buldum. Köşesinde yeşil bir küf tabakası vardı. Annem olsa, ‘Kes o kısmı, geri kalanı ziyan olmasın’ derdi. Ama eşim, ‘Bu sağlığa zararlı olabilir, at gitsin!’ diye diretince tartışmaya dönüştü mevzu. O an düşündüm: Yeşil küflü kaşar gerçekten yenir mi, yoksa geçmişten gelen alışkanlıklar mı bizi böyle düşündürüyor?”

Bu gönderi, bir forum tartışmasından çok, bir hikâyeye dönüştü. Çünkü mesele yalnızca küflü peynir değil, bilgiyle gelenek, bilimle duygu arasındaki çatışmaydı.

Bir Sofra, İki Zihin: Mantık ve Duygu Arasında

Feride’nin eşi Cem, mühendis kökenliydi; meseleye analitik yaklaşıyordu. İnternetten “Penicillium roqueforti” ve “Aspergillus flavus” gibi küf türlerini araştırmış, kimyasalları ve toksinleri madde madde anlatıyordu. “Bak, bazı küfler aflatoksin üretir, bu karaciğer için son derece tehlikelidir,” diyordu. (Kaynak: WHO, Food Safety Report, 2021)

Feride ise duruma daha empatik bir yerden bakıyordu. “Ama bu kaşar köyden geldi, katkısız. Belki yüzeydeki küf zararsızdır,” diyordu. Onun için mesele sadece sağlık değil, israfla vicdan arasındaki ince çizgiydi. “Yıllardır bu peynirleri yedik, bir şey olmadı,” diyerek geçmişle bir bağ kuruyordu.

Bu küçük mutfak tartışması, aslında toplumun genel reflekslerini yansıtıyordu: erkekler genellikle risk analizi yaparken, kadınlar ilişki, geçmiş ve bağlam odaklı kararlar alıyordu. Ama hikâyede ikisi de haklıydı — çünkü biri bilimin, diğeri yaşamın sesiydi.

Tarihin Peynirle Yazılan Bölümü

Küf, insanlık tarihi kadar eski bir dost ve düşmandır. Antik Yunan’da Aristoteles, küflü ekmeği yaraların üzerine koymanın iyileştirici etkisinden bahsederken aslında “penisilin”in habercisiydi. 1928’de Alexander Fleming, laboratuvarında rastlantı sonucu Penicillium notatum küfünü keşfettiğinde, tıp tarihi değişti.

Ama her küf iyileştirici değildir. Özellikle Aspergillus flavus ve Fusarium türleri, aflatoksin üretir. Bu toksinler ısıya dayanıklıdır; yani küflü kısmı kesmek yetmez, toksin molekülleri peynire yayılmış olabilir (Kaynak: FAO, Mycotoxin Review, 2020).

Bu bilgi, Cem’in elindeki cep telefonundan okuduklarını doğruluyordu. Ancak Feride’nin söylediği gibi, her şey siyah-beyaz değildi. Çünkü bazı özel peynirler —örneğin Roquefort, Gorgonzola, Stilton— tam da bu küflerle olgunlaşır. Burada fark, kontrollü üretim koşullarıdır.

Bilimsel Gerçekler: Yeşil Küf Her Zaman Zararlı mı?

Türkiye’de en yaygın görülen “yeşil küf” türleri Penicillium commune ve Cladosporium herbarum’dur. Bunlar genellikle yüzeyde gelişir ve oksijenle temas eden bölgelerde hızla çoğalır.

Araştırmalar, bu küflerin düşük sıcaklıkta bile aktif olduğunu gösteriyor (Journal of Dairy Science, 2019). Bazı durumlarda toksin üretmezler, ancak kontaminasyonun başladığı bir ortamda bakteriyel enfeksiyonlar da paralel gelişebilir.

Küflü kaşar konusundaki temel kural şudur:

- Küf yüzeyde ve az miktardaysa, sert bir peynirde 2-3 cm payla kesip atmak bazı durumlarda güvenli olabilir.

- Ancak küf yayılmış, peynire nüfuz etmişse veya kokusu değişmişse, risk büyüktür.

- Aflatoksin varlığı yalnızca laboratuvar testleriyle kesin saptanabilir.

Bu noktada Feride ve Cem’in tartışması yalnızca bir mutfak kararı değil, bilimin sınırlarıyla sezgilerin çatışmasıydı.

Toplumsal Hafıza: “Atma, Günah Olur” Söyleminden Gıda Bilincine

Feride’nin annesinin “atma, günah olur” sözü, sadece bireysel bir refleks değil, Türkiye’nin ekonomik ve kültürel geçmişinden miras kalmış bir davranıştı. 1980’lerin kıtlık yıllarında yetişen kuşaklar için her gıda kutsaldı. İsraf, yalnızca maddi değil, ahlaki bir meseleydi.

Bugün ise mesele farklı: aşırı tüketim çağında “fazlasını almak” ve “bozulanı atmak” norm hâline geldi. Bu nedenle Feride’nin hikâyesi, nostaljiyle bilimi, gelenekle bilinçli tüketimi karşı karşıya getiriyordu.

Bu açıdan bakıldığında, forumdaki tartışma da bir tür toplumsal terapiydi. Kullanıcılar arasında “Ben de kesip yiyorum, yıllardır bir şey olmadı” diyenler olduğu gibi, “Gıda güvenliği asla şansa bırakılamaz” diyenler de vardı.

Bir Karar Anı: Bilimin ve Duygunun Uzlaştığı Yer

O gece Feride ve Cem sonunda bir karar verdiler. Peynir çöpe gitti ama tartışma bitmedi. Cem, “Yemeği ziyan ettik belki, ama sağlığımızı koruduk,” dedi. Feride ise sessizce, “Belki de öğrenmenin bedeli buydu,” diye düşündü.

Ertesi gün Feride, mutfakta bir not asmıştı:

“Buzdolabında unutulan her şey, bir bilgi eksikliğinin sonucu.”

Forumda bu cümle çok paylaşıldı. Çünkü mesele, bir parça peynirden çok daha büyüktü. Bilinçli tüketim, hem bireysel hem toplumsal bir farkındalık meselesiydi.

Tartışma Alanı: Bilinçli Tüketici Kimdir?

Bu hikâye forumda bir soruyla son buldu:

“Siz olsaydınız, yeşil küflü kaşarı atar mıydınız, yoksa kesip kalan kısmını kullanır mıydınız?”

Bu soru, kullanıcıları ikiye böldü. Bazıları Cem gibi “Bilim ne diyorsa o!” derken, bazıları Feride gibi “Hayatı sadece risk analiziyle yaşamak mümkün değil” dedi.

Belki de asıl cevap, bu iki uç arasında bir yerdeydi: bilgiyle sezginin, bilimle geleneğin kesişim noktasında. Çünkü gerçek farkındalık, yalnızca doğruyu bilmek değil, onu yaşama geçirebilmektir.

Sonuç: Küfün Öğrettiği Şey

Yeşil küflü kaşar yenir mi? Bilimsel olarak hayır — çünkü toksin riski asla göz ardı edilemez. Ama bu soru, yalnızca mutfakla ilgili değildir. İnsan davranışının, kültürün ve bilginin nasıl iç içe geçtiğini gösterir.

Feride’nin hikâyesi bize şunu hatırlatır:

Bazen bir parça peynir, bir toplumun bilgiyle gelenek arasındaki gelgitlerini anlatır.

Küf, sadece bozulmayı değil, dönüşümü de simgeler.

Kaynakça

- World Health Organization (WHO). Food Safety and Mycotoxins Report, 2021.

- Food and Agriculture Organization (FAO). Mycotoxin Contamination in Dairy Products, 2020.

- Journal of Dairy Science, 2019. “Fungal Growth and Mycotoxin Formation in Aged Cheese.”

- European Food Safety Authority (EFSA). Scientific Opinion on Mycotoxins in Food, 2022.

- Türk Gıda Kodeksi, Fermente Süt Ürünleri Tebliği, 2021.
 
Üst