Türk mali piyasaları, dün günün büyük bir kısmında satış baskısına maruz kaldı. Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün gece katılacağı canlı TV yayınının bugün sonuçlanacak olağan TCMB Temmuz ayı faiz sonucunın öncesine denk gelmesi, piyasalarda bir ölçü da olsa gerginlik yarattı. şimdi her platformda, faiz hadlerinin düşürülmesi gerektiğini lisana getiren Erdoğan’ın bir daha bu istikamette konuşma ihtimali, mali piyasalarda karşılık buldu.
Enflasyon verisi akabinde geçen hafta 8,2950 düzeyini test eden USDTRY kuru, dün gün uzunluğu tarafını üste çevirerek 8,68 düzeyine varan bir yükseliş kaydetti. Borsa İstanbul, tahminen de faiz tasasını yansıtır bir biçimde dün %1,85 gerilerken, bankacılık payları %2,2 düşüş kaydetti.
Türk mali piyasaları, dün global piyasalara paralel, ABD’de açıklanan TÜFE enflasyonunu takip etti. Malumunuz, ABD’de istihdam piyasalarında işlerin yolunda gittiğini gösteren tarım dışı istihdam raporu akabinde, aylardır yükselen ve multi yılları doruğuna çıkan enflasyonun daha da yükselmesinden kaygı eden piyasaları, datayı büyük bir heyecan ile bekledi.
Lakin bilgi, şimdi piyasa kestirimleri paralel sonuçlandı. Çekirdek TÜFE yıllık bazda %4,3 ile varsayım seviyesinde kalırken, manşet TÜFE ise %5,3 olan beklentinin bir tık üzerinde sonuçlanarak %5,4 oldu. Enflasyonun bu ay beklentileri aşmaması, piyasalara derin bir nefes aldırdı.
ABD dolarının piyasa kuru olan DXY, dün sabah saatlerinde kritik bir eşik olan 93 düzeyinin üzerini denese de, ABD’de enflasyonun ‘ısırmaması’ daha sonrası 92,8 düzeyine geri çekildi. DXY’nin hareketine paralel, EURUSD paritesi de kritik bir bölge olan 1,17 düzeylerinin tabanlarından uzaklaşmaya çalışıyor. Teknik manada, DXY’nin 93 düzeyinden kopup uzaklaşması, EUR üzerinde aşağı istikametli önemli bir baskı kurabilir.
Enflasyon verisinin açıklanması akabinde, bu sefer de petrol piyasasında kıymetli bir gelişme yaşandı. Reuters haberine göre, ABD idaresi OPEC+ ülkelerine davette bulunarak, üretimin artışı talep ederek, kâfi üretimin yapılmamasının global toparlanmaya ziyan verebileceğini belirtti. İster istemez haber akabinde sert gerileyen petrol, ardından, ABD’de stokların azaldığını gösteren bilgi akabinde kayıplarını telafi etti. Bu sabah Brent cinsi ham petrol bir daha 71,7 dolar düzeyine toparladı.
Hatırlanacağı, sene başı raporumuzda, yeşil gücün bu yıl ön planda olacağını, endüstride kullanmasının artmasına kesin gözüyle bakılan gümüşün değerli maden yerine endüstriyel bir metal olarak ilgi nazaranbileceğini düşünerek, gümüşü âlâ bir yılın beklediğine vurgu yapmak suretiyle sene başı yatırım portföyüme almıştık. Lakin Haziran ayının ikinci haftasında, gümüşün ons fiyatı 28 dolar düzeylerindeyken, geçen mühlet zarfında aradığımız getiriyi bulamayarak gümüşten çıkma sonucu almış, yerine güç ve elektrikli araçlar bölümüne girmiştik.
Enerji cephesine girme sonucumızın gerisinde ise, aşılanma faaliyetlerinde artış ve birlikteinde dünyanın izolasyon önlemlerine artık başvurmayağı, ötürüsı ile ekonomik aktivitenin de artacağı var iseyımı bulunuyordu. Hala daha görüşümüzde (delta varyantı bizlere sürpriz olsa da) bir değişiklik yok.
Dün ABD enflasyonunun ısırmaması daha sonrasında, global piyasaların derin bir nefes alması, değerli madenler cephesinde bir ölçü da olsa kıpırdanma yaşanmasına niye oldu. Büyük fotoğrafta, altının ons fiyatı, Mayıs 2019’dan bu yana gelen yükseliş çizgisini koruyabilmesi ismine, Ağustos ayını 1,760 dolar düzeyinde kapatarak, Eylül ayında ise 1,775 dolar düzeyine çıkmak zorunda. Aksi takdirde, teknik manada, aşağı taraflı istek ağır basabilir.
Gümüş cephesinde ise, haftalık grafiklerde ön plana çıkan son kalenin 22,50 dolar düzeyinde olduğunu görüyoruz. Rastgele bir niçinle 22,50 düzeyinin aşağısına sarkması, birinci etapta 20,70 devamında ise 18,90 düzeylerine varan bir düşüşün önünü açabilir. 22,50 düzeyi aşağıya geçilmezse, defans çizgisinin kuvvetli olduğunu düşüneceğiz. Şimdilik kenarda bekliyoruz. En azından, 26-28 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek Jackson Hole toplantısına kadar.
Dün akşam canlı yayında iktisat yahut faiz oranları ile ilgili konuşmayan Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan akabinde USDTRY kurunun düne nazaran yeni günü 8,62 düzeylerinde kucaklayarak, tansiyonunu da azaltarak karşıladığını görüyoruz. Gözler bugün TSİ14:00 sonuçlanacak TCMB’nin olağan Ağustos ayı Para Siyaseti Şurası toplantısına çevrilmiş durumda. Teknik manada, 8,64 düzeyinin üzerinde haftalık bir kapanış, kur açısından üst gitme isteği olarak okunacaktır!
Enflasyonun %18,95 ; TCMB’nin siyaset faizinin ise %19 olduğu ve gerçek getirinin neredeyse kalmadığı düşünülürse, TCMB’nin bugün faiz indirmek bir kenara, sıkı para siyaseti duruşunu bile değiştirmemesi gerekiyor. Lakin, baz etkisinin de yardımı ile, enflasyonun sonbaharda gerileme potansiyeli barındırdığından, TCMB’nin siyaset metnine sepiştireceği söz öbeklerini dikkatle irdeleyerek ileriye dönük sinyalleri okumaya çalışacağız.
Bu bağlamda, dün dünya piyasaları ABD enflasyon verisi akabinde günü yükselişle tamamlarken, BIST100 endeksi negatif ayrışmıştı. TCMB’nin bugün faiz ve metin manasında bir sürpriz yapmaması durumunda, pay senedi cephesindeki kayıplar geri alınabilir.
İçeride TCMB PPK sonucu bir numaralı gündem hususu olsa da, ABD’de 15:30’da açıklanacak ÜFE enflasyonu da yakından takip edilecektir. Haziran ayında %7,3 düzeyine yükselen üretici enflasyonunun Temmuz ayında yıllık bazda değişmemesi bekleniyor. Data takviminde, Türkiye, Avrupa ve İngiltere’de açıklanacak sanayi üretimi ve İngiltere büyüme verisi bulunuyor.
ABD borsalarının teknoloji payları hariç geceyi ölçülü yükseliş ile tamamlaması akabinde bu sabah Asya’da gösterge endeks Tokyo’da yavaşça yükseliş, başka bölge borsalarında ise yavaşça çaplı düşüşler görüyoruz. Global emtia enflasyonunun ve zayıf Yen’in birleşimi olarak, Japonya toptan satış meblağları Temmuz ayında 13 yılın en süratli yıllık artışını kaydetti.
Dün Sicilya, 48,8c sıcaklık ile Avrupa rekorunu kırdı. 1977 yılında Atina’da kaydedilen rekor da egale edilmiş oldu. Birleşmiş milletler iklim raporunda da kelam edildiği üzere dünyada resmen ateş çağında!
Üstte kelam ettiğim üzere, Nasdaq borsasında süreç nazarann ve kendi kendini yönetim edebilen şoförsüz araç teknolojilerine niye yatırım yaptığımız, global ısınma devrinde daha da âlâ anlaşılabiliyor. Karbon gazının emisyonuna karşı, bir hayli devletin savaş açmasına paralel, önde gelen bir hayli araç üretim şirketi de üretim çizgilerini içten yanmalı motorlardan çok elektrikli araçlara çeviriyor!
