Hukuk bu sene kaç binle kapattı 2024 ?

Tolga

Global Mod
Global Mod
Hukuk Fakültesi Bu Sene Kaç Binle Kapattı? Eleştirel Bir Bakış

Üniversite tercih döneminde en çok konuşulan bölümlerden biri her zaman hukuk fakültesi olmuştur. Çocukluğundan beri “hak arayıcı” olmak isteyenlerin, ailesinden gelen yönlendirmelerle bu yola girenlerin ya da toplumda statü kazanmayı düşünenlerin gözdesi. Ancak her yıl değişen sıralamalar, özellikle 2024’teki kapanış puanları ve sıralamaları ciddi bir tartışma konusu haline geldi. Ben de bu tartışmaya kendi penceremden bakmak istiyorum. Çünkü rakamların ötesinde, işin içinde toplumsal cinsiyet rolleri, beklentiler ve bireysel yaklaşımlar var.

---

2024 Hukuk Fakültesi Sıralamaları: Sayılar Ne Diyor?

Bu yıl hukuk fakülteleri yaklaşık olarak 30 bin ile 60 bin arası sıralamalarda öğrenci aldı. En yüksek sıralamalar İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerdeki köklü üniversitelerde görülürken, Anadolu’daki birçok fakülte nispeten daha düşük başarı sırasıyla öğrenci kabul etti. Fakat sorun sadece sayısal bir kapanış sırası değil. Asıl mesele şu: Her yıl biraz daha artan kontenjanlar ve düşen başarı ortalamasıyla hukuk eğitiminin kalitesi nereye gidiyor?

---

Hukuk Eğitimi: Nicelik mi, Nitelik mi?

Üniversiteler kontenjanları artırarak daha fazla öğrenci alıyor. Ama bu, hukuk gibi hassas bir alanda nitelikli eğitim sorununu gündeme getiriyor. Avukat sayısının hızla artması, mezunların iş bulma sıkıntısı çekmesi ve adalet sisteminde zaten var olan yoğunluğun daha da büyümesi bu politikaların yan etkileri.

Burada bir soruyu forumun tartışmasına açmak isterim:

- Sizce hukuk fakültesi kontenjanları sınırlanmalı mı, yoksa daha fazla gencin bu alana girmesi toplumsal açıdan yarar mı sağlar?

---

Erkeklerin Stratejik Bakışı: “Çözüm Nerede?”

Birçok erkek öğrenci ya da veli bu tabloya daha stratejik ve çözüm odaklı yaklaşıyor. “Puanı tuttursun da girsin, sonrası stajla, bağlantılarla çözülür” diyenleri çok duydum. Erkek bakış açısında öncelik, uzun vadede sistem içinde bir yol bulmak. Mesela, işsizlik tehlikesine karşı “avukatlık olmazsa hakimlik-savcılık sınavı var” ya da “hiç olmadı danışmanlık şirketlerinde hukukçu aranıyor” gibi planlar masaya koyuluyor. Onlara göre önemli olan kazanmak, oyunun içinde yer almak ve çözüm üretmek.

Ama işin aslı öyle kolay mı? Yüzlerce gencin aynı düşünceyle yola çıkması, rekabeti daha da körüklüyor.

---

Kadınların Empatik Yaklaşımı: “İlişkiler ve İnsanlar”

Kadınlar ise genellikle daha empatik ve ilişkisel bakıyor bu konuya. Forumlarda dikkat ediyorum, birçok kadın öğrenci ya da anne “önemli olan çocuğun sevdiği mesleği yapması” ya da “hukuk sadece bir meslek değil, topluma dokunma yoludur” diyerek daha insancıl bir vurgu yapıyor. Onlar için mesele, sadece stratejik bir kazan-kaybet hesabı değil; insanlarla bağ kurmak, adalet duygusunu yaşatmak ve bireysel tatmin sağlamak.

Peki bu iki yaklaşım arasında bir denge mümkün mü? Erkeklerin çözüm arayışı ile kadınların empati temelli bakışı birleşirse, daha sağlıklı bir hukuk eğitimi ve meslek hayatı inşa edilebilir mi?

---

Kapanış Sıralamalarının Toplumsal Yansımaları

Hukuk fakültelerinin 2024’te bu sıralamalardan öğrenci alması aslında bir mesaj da veriyor: “Artık hukuk, eskisi kadar ulaşılmaz bir meslek değil.” Ama aynı zamanda şu soruyu sorduruyor: Ulaşılabilirlik, kaliteyi düşürüyor mu? Eğer her yıl daha düşük başarı sıralarıyla öğrenci alınırsa, fakültelerin eğitim düzeyi bundan nasıl etkilenir?

Forumdaki arkadaşlara da sormak isterim:

- Sizce başarı sırasının düşmesi, öğrencilerin kalitesinde ciddi bir farklılık yaratıyor mu?

- Yoksa asıl sorun üniversitelerin eğitim kadrosunda ve sistemde mi?

---

Eleştirel Bir Sonuç: Rakamlardan Fazlası Var

Hukuk fakültelerinin bu yıl kaç binle kapattığına dair rakamlar bize sadece yüzeysel bir fotoğraf sunuyor. Ama arkasında daha büyük bir tablo var: kontenjan politikaları, eğitim kalitesi, toplumsal cinsiyet bakış açıları, işsizlik endişeleri ve adalet sistemine olan güven.

Kendi kanaatim şu: Hukuk fakülteleri sayı ile değil, nitelikle değerlendirilmelidir. Bugün 30 bininci sıradan giren bir öğrenci de yarın çok başarılı bir hakim olabilir, yeter ki doğru eğitim, doğru yönlendirme ve sistematik destek alabilsin. Ancak kontrolsüz artış, bu ihtimali zayıflatıyor.

---

Forum Tartışması İçin Sorular

1. Sizce hukuk fakülteleri bu kadar yaygınlaşmalı mı, yoksa sayı azaltılmalı mı?

2. Erkeklerin stratejik yaklaşımı mı yoksa kadınların empatik yaklaşımı mı daha gerçekçi?

3. Hukuk mesleğinin değerini korumak için hangi adımlar atılmalı?

4. Kapanış sıralamalarının düşmesi, hukukçulara duyulan güveni etkiler mi?

---

Kapanış

Hukuk, sadece bir bölüm tercihi değil, toplumun adalet duygusunu şekillendiren bir alan. 2024’teki kapanış sıralamaları, bize aslında eğitimin ve sistemin gidişatı hakkında çok şey söylüyor. Rakamlara odaklanırken bu derin meseleleri gözden kaçırmamak gerekiyor. Çünkü yarın hepimizin adalet arayacağı kapı, bugün tercih listelerinde yazılan hukuk fakültelerinden çıkacak gençlere emanet ediliyor.
 
Üst