Akbaba arılarının alametifarikası ortaya çıktı: Bağırsakları sırtlanlar üzere ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Riverside Üniversitesi, Columbia Üniversitesi ve New York eyaletindeki Cornell Üniversitesi’nden bilim insanları, Kosta Rika’da beslenme prosedürleri önemli biçimde değişen arıları inceledi.
Dünyada sırf etle beslenen ve hepsi de akbaba arısı olan üç çeşit iğnesiz arı tipi bulunuyor:
Trigona hypogea, Trigona crassipes ve Trigona necrophages.
Ama çalışmada birebir anda hem et yiyen birebir vakitte polenle beslenen arılar olduğu da açıklandı.
Salı günü mBio isimli bilimsel mecmuada yayımlanan çalışmada, hem polen birebir vakitte etle beslenen arılarla, sırf polenle beslenen arların bağırsak mikrobiyomlarının yapıları karşılaştırıldı.
Balarılarının, yabanarılarının ve iğnesiz arıların bağırsaklarında yaklaşık 80 milyon yıldır tıpkı 5 temel mikrop bulunuyor. Bilim insanları, bu yapıyı temel alarak akbaba arılarının bağırsak yapılarının nasıl farklılık gösterdiğini inceledi.
Araştırmacılar, akbaba arılarının bu 5 temel mikroptan kimilerini kaybettiğini, birçok arının da daha fazla asit üreten bir bağırsak yapısının bulunduğunu gözlemledi.
Riverside Üniversitesi’nden çalışmanın muharriri Quinn McFrederick, “Akbaba arısının mikrobiyomu asit seven bakteriler bakımından güçlü. Bu bakteriler akrabalarında bulunmuyor” dedi.
McFrederick, “Bu bakteriler akbabalarda, sırtlanlarda ve öteki leşçil hayranlarda gözlemleniyor. Büyük ihtimalle de onları leşlerde oluşan patojenlerden koruyor” tabirlerini kullandı.
Bilim insanları ayrıyeten polenle ve leşle beslenen arıların, yalnızca polenle ya da sırf leşle beslenen arılara kıyasla daha farklı bağırsak bakterilerine sahip olduğunu belirtti.
Akbaba arılarda tespit edilen bakterilerden biri de Lactobacillus. Bu bakteri insanların yediği birçok mayalı besin da bulunuyor.
Dünyada sırf etle beslenen ve hepsi de akbaba arısı olan üç çeşit iğnesiz arı tipi bulunuyor:
Trigona hypogea, Trigona crassipes ve Trigona necrophages.
Ama çalışmada birebir anda hem et yiyen birebir vakitte polenle beslenen arılar olduğu da açıklandı.
Salı günü mBio isimli bilimsel mecmuada yayımlanan çalışmada, hem polen birebir vakitte etle beslenen arılarla, sırf polenle beslenen arların bağırsak mikrobiyomlarının yapıları karşılaştırıldı.
Balarılarının, yabanarılarının ve iğnesiz arıların bağırsaklarında yaklaşık 80 milyon yıldır tıpkı 5 temel mikrop bulunuyor. Bilim insanları, bu yapıyı temel alarak akbaba arılarının bağırsak yapılarının nasıl farklılık gösterdiğini inceledi.
Araştırmacılar, akbaba arılarının bu 5 temel mikroptan kimilerini kaybettiğini, birçok arının da daha fazla asit üreten bir bağırsak yapısının bulunduğunu gözlemledi.
Riverside Üniversitesi’nden çalışmanın muharriri Quinn McFrederick, “Akbaba arısının mikrobiyomu asit seven bakteriler bakımından güçlü. Bu bakteriler akrabalarında bulunmuyor” dedi.
McFrederick, “Bu bakteriler akbabalarda, sırtlanlarda ve öteki leşçil hayranlarda gözlemleniyor. Büyük ihtimalle de onları leşlerde oluşan patojenlerden koruyor” tabirlerini kullandı.
Bilim insanları ayrıyeten polenle ve leşle beslenen arıların, yalnızca polenle ya da sırf leşle beslenen arılara kıyasla daha farklı bağırsak bakterilerine sahip olduğunu belirtti.
Akbaba arılarda tespit edilen bakterilerden biri de Lactobacillus. Bu bakteri insanların yediği birçok mayalı besin da bulunuyor.