Tory
New member
TSKB Güç Çalışma Kümesi tarafınca hazırlanan rapora bakılırsa, pandemi daha sonrasında ertelenmiş ekonomik aktivitenin güçlendiği Türkiye’de, güç talebi 2020 yılında gözlenen sakinlikten sıyrılarak hareketlendi.
TSKB Güç Çalışma Kümesi tarafınca hazırlanan ‘Enerji Görünümü 2021’ raporunda, 2022 yılında güç dalında en çok tartışılacak başlıklardan birinin fiyat artışları olacağı öngörülüyor. Yakıtlarda ve elektrik tarafında talebin canlandığı ve arzın düşük kaldığı bir konjonktürde, fiyatların enflasyon ve kur tesiri dışında üst taraflı bir seyir izlediğine işaret eden raporda, meblağların global piyasalarda da misal biçimde seyrettiği vurgusu yapılıyor.
Rapora göre elektrik talebinde 2017-2019 periyodu ile karşılaştırma yapıldığında 2021 yılının birinci 10 ayında ortalama %9,3’lük bir yıllık büyüme gözlendi. 2021 yılının her ayında bu 3 yılın birebir periyot ortalamasına göre büyüme meydana geldi ve en büyük artış %16,5’lik artış ile ağustos ayında yaşandı. 2021 yılının birinci 10 ay toplamı 274,1 TWh olurken, 2017-2019 yılları ortalaması toplamı olan 250,8 TWh’ın %9,3 üzerinde gerçekleşti.
Talep ve üretim rekorlarının kırıldığı 2021 yılının birinci 10 ayı sonunda yenilenebilir güç kaynaklarından üretilen elektriğin hissesinin yüzde 36,1 civarında gerçekleştiğine işaret eden rapora göre, birinci 10 ayda doğal gaz santrallerinden üretilen elektriğin payındaki yüksek oran, hidroelektrik santrallerden üretilen elektrik ölçüsündeki azalmadan kaynaklandı.
Emtia ile petrol, doğal gaz ve kömür meblağlarında yaşanan artışların 2021 yılının global güç gündeminin ön sıralarında yer aldığına değinen rapor, Kasım-2020 ve Ekim-2021 aylarını kapsayan 12 aylık periyotta Avrupa kömür fiyatının %305, global gösterge niteliğinde olan Brent petrol fiyatının %89, Henry Hub doğal gaz fiyatının ise %91 oranında yükseldiğine işaret ediyor. Rapora bakılırsa fosil yakıtlarla ilgili sorgulamanın global seviyede derinleştiği bir yıl olan 2021’de fiyatlar açısından bu biçimde bir tablonun ortaya çıkması, bu mevzudaki tartışma ve arayışların uzun mühlet devam edeceğini gösteriyor.
Raporda ayrıca pandemi daha sonrasında ertelenmiş ekonomik aktivitenin güçlendiği Türkiye’de, güç talebinin 2020 yılında gözlenen sakinlikten sıyrılarak hareketlendiği belirtiliyor.
TSKB Güç Çalışma Grubu’nun hazırladığı Güç Görünümü 2021 raporunda yer alan öteki kıymetli bilgiler ise şu biçimde:
– Özel dal, güç alanında 2010-2021 devri içinde sabit sermaye yatırımlarına yıllık ortalama 3,2 milyar dolar katkı sağladı. 2019 ve 2020 senelerında düşen bu sayıların, 2021 yılı sonunda tekrar ortalama bedele yakınsaması bekleniyor.
– Bankacılık dalının güç kesimine sağladığı nakit kredi stoku 2017 yılında 37 milyar dolar düzeyine ulaşarak en üst düzeyine çıkmıştı. Eylül-2021 prestijiyle, mevcut güç yatırımlarının geri ödemeleri ve daldaki yeni yatırımların da düşüşü ile bu sayı 32,5 milyar dolar düzeyine geriledi.
– Güç bölümündeki, bilhassa yenilenebilir güç alanındaki çeşitli mevzuat düzenlemeleri, kapasite düzeneği çerçevesinde termik santrallere verilen takviyeler, YEKA ihalelerinde oluşan fiyatların yeni yatırım kararlarını ne biçimde etkileyeceği ve yatırım ortamının güçlendirilmesinde nasıl bir rol oynayacağı da 2022 yılının öne çıkan başlıkları olacak.
TSKB Güç Çalışma Kümesi tarafınca hazırlanan ‘Enerji Görünümü 2021’ raporunda, 2022 yılında güç dalında en çok tartışılacak başlıklardan birinin fiyat artışları olacağı öngörülüyor. Yakıtlarda ve elektrik tarafında talebin canlandığı ve arzın düşük kaldığı bir konjonktürde, fiyatların enflasyon ve kur tesiri dışında üst taraflı bir seyir izlediğine işaret eden raporda, meblağların global piyasalarda da misal biçimde seyrettiği vurgusu yapılıyor.
Rapora göre elektrik talebinde 2017-2019 periyodu ile karşılaştırma yapıldığında 2021 yılının birinci 10 ayında ortalama %9,3’lük bir yıllık büyüme gözlendi. 2021 yılının her ayında bu 3 yılın birebir periyot ortalamasına göre büyüme meydana geldi ve en büyük artış %16,5’lik artış ile ağustos ayında yaşandı. 2021 yılının birinci 10 ay toplamı 274,1 TWh olurken, 2017-2019 yılları ortalaması toplamı olan 250,8 TWh’ın %9,3 üzerinde gerçekleşti.
Talep ve üretim rekorlarının kırıldığı 2021 yılının birinci 10 ayı sonunda yenilenebilir güç kaynaklarından üretilen elektriğin hissesinin yüzde 36,1 civarında gerçekleştiğine işaret eden rapora göre, birinci 10 ayda doğal gaz santrallerinden üretilen elektriğin payındaki yüksek oran, hidroelektrik santrallerden üretilen elektrik ölçüsündeki azalmadan kaynaklandı.
Emtia ile petrol, doğal gaz ve kömür meblağlarında yaşanan artışların 2021 yılının global güç gündeminin ön sıralarında yer aldığına değinen rapor, Kasım-2020 ve Ekim-2021 aylarını kapsayan 12 aylık periyotta Avrupa kömür fiyatının %305, global gösterge niteliğinde olan Brent petrol fiyatının %89, Henry Hub doğal gaz fiyatının ise %91 oranında yükseldiğine işaret ediyor. Rapora bakılırsa fosil yakıtlarla ilgili sorgulamanın global seviyede derinleştiği bir yıl olan 2021’de fiyatlar açısından bu biçimde bir tablonun ortaya çıkması, bu mevzudaki tartışma ve arayışların uzun mühlet devam edeceğini gösteriyor.
Raporda ayrıca pandemi daha sonrasında ertelenmiş ekonomik aktivitenin güçlendiği Türkiye’de, güç talebinin 2020 yılında gözlenen sakinlikten sıyrılarak hareketlendiği belirtiliyor.
TSKB Güç Çalışma Grubu’nun hazırladığı Güç Görünümü 2021 raporunda yer alan öteki kıymetli bilgiler ise şu biçimde:
– Özel dal, güç alanında 2010-2021 devri içinde sabit sermaye yatırımlarına yıllık ortalama 3,2 milyar dolar katkı sağladı. 2019 ve 2020 senelerında düşen bu sayıların, 2021 yılı sonunda tekrar ortalama bedele yakınsaması bekleniyor.
– Bankacılık dalının güç kesimine sağladığı nakit kredi stoku 2017 yılında 37 milyar dolar düzeyine ulaşarak en üst düzeyine çıkmıştı. Eylül-2021 prestijiyle, mevcut güç yatırımlarının geri ödemeleri ve daldaki yeni yatırımların da düşüşü ile bu sayı 32,5 milyar dolar düzeyine geriledi.
– Güç bölümündeki, bilhassa yenilenebilir güç alanındaki çeşitli mevzuat düzenlemeleri, kapasite düzeneği çerçevesinde termik santrallere verilen takviyeler, YEKA ihalelerinde oluşan fiyatların yeni yatırım kararlarını ne biçimde etkileyeceği ve yatırım ortamının güçlendirilmesinde nasıl bir rol oynayacağı da 2022 yılının öne çıkan başlıkları olacak.